Çiftlik Somonları Güvenli mi? Yeşil Doğa- Güven İslamoğlu Araştırdı
19 Şubat 2017 tarihli yeşil doğa programında Güven İslamoğlu bizler için Norveç’teki Somon balığı çiftliklerini gezdi. Çiftlik somonları güvenli mi? Antibiyotik kullanılıyor mu? Nasıl bir üretim metodu izliyorlar. Sürdürülebilir balıkçılığın kitabını yazan Norveç ve somon balıkları hakkında merak ettiklerinizi sizler için araştırdı.
Programdan kısa notlar:
Norveç fiyortları çok korunaklı ve taze su akıntısının yoğun olduğu yerler. O nedenle somon çiftlikleri için ideal alanlar. Ancak uygun şartlar olmasına rağmen Norveç’te denizlerin sadece %0.5’inde somon balığı çiftlikleri bulunuyor.
Suyun çok soğuk olması somonların yaşaması için en ideal ortam. Somon balığı doğal yaşamda yumurtalarını nehirlere tatlı sulara bırakır. Büyüdükten sonra ise denize doğru yolculuğuna başlar. Tuzlu suda geliştikten sonra yumurtasını bırakmak için tekrar doğduğu nehirlere doğru göç eder. Bu somon çiftliklerinde yöntem hemen hemen aynı olsa da süreç biraz farklı. Yumurtaları laboratuar ortamında dölleniyorlar. En iyi yumurtaları seçip onları dölledikten sonra yine tatlı suda yetiştiriyorlar, daha sonra fiyortlarda yer alan havuzlara bırakıyorlar.
Havuzlarda ise en fazla %2,5 oranında balık olabiliyor. Geri kalan %97,5 alanda su bulunuyor. Bu orandan daha fazlasına izin verilmiyor. Ve herkesin belli bir kotası bulunuyor. Bu kotayı aşmanız çok mümkün değil. Çünkü buradaki balıkçılar sıkı kontrol ediliyor. Örneğin banka hesaplarında fazladan kazanç olursa gelip bu parayı nereden kazandın diye soruyorlar. Bağımsız kuruluşlar tarafından habersiz şekilde balık havuzları kontrol ediliyor.
Havuzlarda bulunan kameralar tarafından devamlı izlenen somonlar yemleme sırasında doyduklarında yemleme işlemi kesiliyor. Çünkü daha fazla yem demek kirlilik demek. O yüzden çok iyi kotrol ederek doğalarını koruyorlar.
Norveçliler 1970 lerde 40 nehirden yabani somon toplamışlar. En sağlam genlerden aynı genetik özellikleri taşıyan yeni bir nesil yaratmışlar. Bu yeni nesil somon yabani somona göre daha hızlı büyüyor, geç olgunlaşıyor ve hastalıklara daha dirençli oluyor. 4-5 kg’ye ulaşana kadar çiftlik havuzlarında 2 ya da 3 yıl kalıyorlar. Bir somon ömrü boyunca 7 kg balık yemi tüketiyor. Bu yemin %70’i tamamen bitkisel ürünlerden sağlanıyor, geri kalanı için balık unu, balık yağı ya da balık sakatatı kullanılıyor.
1 kg somonda 1.3 gr omega-3 yağ asidi bulunmakta. Haftalık omega-3 yağ asidi ihtiyacınızı karşılamak için 150 gr somon yemeniz yeterli. omega-3 yağ asitleri yaşamımız boyunca bedenimizi yapılandıran hücrelerin optimum şekilde çalışmasını sağlıyor. Kalp ve damar hastalıkları için önleyici bir etken.
Dünyada 100 ülkede her gün 14 milyon somon balığı tüketiliyor ve birçoğu Norveç’ten gidiyor. Norveçliler isteseler bu balık havuzlarını çoğaltabilirler ama yapmıyorlar. Çünkü daha fazla havuz doğaya büyük zararlar verebilir. Çiftliklerin yer aldığı fiyortların da kaldırabileceği belli bir yük var ve bunu zorlamak istemiyorlar. Denizleri atalarından bereketli ve temiz aldılar, çocuklarına da bereketli ve temiz vermek istiyorlar.
Okyanus yatağının doğal olarak temizlenebilmesi için her somon balığı neslinin yetiştirilmesinin ardından en az 3 ay boyunca denizin temizlenmesi için lokasyonları kapatıyorlar. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği küçük kıyı toplulukları ve kıyı boyunca yaşayan insanlar için çok önemli bir geçim kaynağı. Norveç’te 23 Bin kişi bu sektörde çalışıyor. Dolayısı ile balıkçılık ekonominin bel kemiği. Bu nedenle soğuk ve temiz suya sahip olmanın kıymetini bilerek hareket ediyorlar ve korumak için çaba sarfediyorlar.
[ad id=”959″]Her yıl 22 Bin adet Norveç somonu NIFES– Bağımsız Ulusal Beslenme ve Deniz Ürünleri Ensititüsü tarafından rastgele seçilerek kontrol ediliyor. NIFES balık beslenmesi ile balık ve su ürünleri tüketiminin insan sağlığına etkileri üzerinde çalışıyor. Halk sağlığına yararlı mıdır, zararlı mıdır? Nasıl yapılmalı? Daha iyi balık nasıl geliştirilebilir? Dünyanın tüm ülkeleri bu kuruma numuneler gönderip araştırma sonuçlarını istiyor. NIFES bu ülkelere danışmanlık yapıyor.
1982-1992 yılları arasında balık çiftliklerinde antibiyotik kullanılıyormuş ancak daha sonra azaltılmış. Şu anda ise bazı aşılama yöntemi ile antibiyotik kullanımından vazgeçilmiş.
Dolayısı ile en çok merak edilen çiftlik somonları güvenli midir sorusunun cevabı evet oluyor. NIFES bünyesinde yapılan araştırmalar o kadar hassas ki bir balık çiftliğinden gelen numunelerden birinde köpeklerde kullanılan göz damlası tespit ediliyor. Araştırılıyor ve sonuç: Çiftlik çalışanlarından birinin köpeğine veteriner göz damlası vermiş. Çalışan bu damlayı yaptıktan sonra elini yıkamadan deniz suyuna temas ediyor. O deniz suyuna yakın yüzen balıklar da şans eseri numune olarak gönderiliyor. Bu kadar hassas bir araştırma yapan NIFES gibi bir kuruluşun onay vermediği hiç bir yem balık çiftliklerinde kullanılamıyor.
Bu düşünceden hareketle balık kültürü henüz anaokullarında çocuklara öğretilmeye başlanıyor. Anaokullarında balığı tanıtım, dokunmaları hatta yemeğini yapmaları öğretiliyor. Çocuklar balığı tanıyarak ve severek büyüyorlar.
Programın tamamını yukarıdaki youtube adresinden veya CNNTURK – Yeşil Doğa bölümünden izleyebilirsiniz.
Son bir yıldır Norveçten gelen somonların içinde sürekli ve artarak görünen siyah noktalar ( ithalatçılar bunlara aşı izi diyor ) dikkat çekmeye devam ediyor. Ancak her nedense hiçbir devlet otoritesi bu balıklara bir bakalım, Norveç elindeki hastalıklı balığı bize mi iteliyor diye araştırmıyor.